1 Haziran 2014 Pazar

Isparta Çiftliği - Kağıthane

Gurme Mekan'daki ilk yazım bu. Basitten başlıcam. Basit dediğim de yani namı almış yürümüş bir yerle ilgili yazmak var bir de namı bulunduğu caddeyi aşmayan bir yeri yazmak var değil mi? İşte ben ikincisinden başlıcam. Ha bir de dondurmasını yazıcam sadece. Burası günlük süt satan bir yer. Hani mahallenin güğümle süt satan amcası. 3 litre süt alırsınız eve getirir kaynatırsınız ya burası orası. 

Isparta Çiftliği adında, tabelasından dükkanın içine (evet mekan değil dükkan burası), görünürde albenisi olmayan bir yer. Şimdi namı bulunduğu caddeyi aşmayan bir yer dediğimde hemen hevesiniz kaçmasın. Burası gizli bir kalite yuvası. 20 yıldır burada ve keşfedilmeyi bekliyormuş. Evet eser miktarda "vay be ünü olmayan bir yerin kıymetini ben bildim, ben keşfettim" kompleksi var yazımda ama merak etmeyin detaylarla desteklicem bu yazıyı.

Önce bir eskiye gidelim. Şu pırtlak gibi her köşebaşında pastane/dondurmacıların olmadığı zamanlar. Sadece dondurma satan ve kapısından kuyrukların uzadığı zamanlar. Şimdi aklınıza Moda'daki Ali Usta, Yaşar Ustalar falan geliyordur eyw ama durun biraz...buraları keşfetmediğiniz, bulunduğunuz mahalledeki dondurmacıları ve onların o çocuk dimağında (damağında değil) bıraktığı lezzeti hatırlamaya çalışın. Hani yaşı başı alınca o eski tadı almak ve nostalji olsun diye çocukken yediğiniz bir yiyeceği yine bir denersiniz de o tadı alamazsınız ya? Hatta "yav bunu mu seviyormuşuz biz o kadar?" diye şaşırırsınız ve o eski tadı hiç bir yerde bulamazsınız ya? Heh işte onu Isparta Çiftliğinde bulabilirsiniz. Bu da benden size kıyak. 

Yav bir dondurma için "Erise de su gibi bardaktan içsem" diye düşünülür mü arkadaş? 

"Nerden bileceksin benim çocukluğumda aldığım tadı da bana orada bulacağımı söylüyorsun?" mu dediniz hocam? Demeyin...bana odaklanın. Günlük taze sütten yapılan, 1 kilo yeseniz baymayacak bu lezzet sizin çocukluk anılarınızı canlandıracak ve bilinçaltında o tatların yerini alacak siz merak etmeyin. Bu lezzet işte öyle bir lezzet. Bu da tazeliğinden ve sadeliğinden ileri geliyor. Amcam 4 çeşit yapıyor. Sade sütlü, çikolatalı, limonlu ve çilekli. Sorbe yapmıyor bu arada meyvelileri. Onlar da sütlü. Yani dondurma yumuşaklığı beklerken buz çıtırtıları hissetmeyeceksiniz. 

Sade sütlüsü normal inek sütü. Kesinlikle ağır değil ve arka plandaki kaymak tadı ve kokusu başka bir seviyeye taşıyor bu dondurmayı. Çikolatalısı da hafif. Bir kere içinde diş kovuğuna yapışıp kalacak çikolata parçacığı yok. Bu zevkler renklere giriyor tabi ama buz gibi dondurmanın içinde tadı ağızda eriyince çıkan çikolata parçacığının ne işi var arkadaş? Ben bunu anlamıyorum ama bu benim fikrim tabi. Limonlu ve çileklisi de dediğim gibi sütlü dondurmalar ve limon ve çilek tadını kaybetmeden yumuşacık bir dondurma yapmış amcam. Burada da helal olsun diyorum. Şekeri, aroması, sertliği ve fiyatı ile her yönden 10 üzerinden 10 alıyor benden Isparta Çiftliği. 

Kiminiz bilir borsa değeri / asli değer rasyosu vardır ya hisse senedi aleminde. Bu oran 1'in üzerindeyse kağıt asli değerinin üzerindedir yani piyasada doymuştur denilebilir başka verilerle birlikte. Ama 1'in altındaysa kıymeti bilinmemiş, varlığının, gerçek değerinin bile altında alınıp satılıyor demektir. İşte Isparta Çiftliği de böyle bence. Henüz kıymeti bilinmiyor. Kilosu 15 TL olup fiyat performans rekoruna koşan bu adı küçük tadı büyük mekanın (evet yazının başından bu yana mekana terfi ettirdim) dondurmasını tavsiye ediyorum.

Ha bir de günlük yoğurt da yapıp satıyor burası. 7 günlük son kullanma tarihi ile. Tabi ki katkısız ve her gün taze...sütü gibi. Böyle yerlerin artması lazım hocam...saygılar.

Bu mekan: İstanbul - Kağıthane - Sanayi Mahallesi - Sultan Selim Caddesi Üzerinde

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder